Yüzeyden uzunluğu aşağı yukarı 65 km olan Çanakkale Boğazı’nın Avrupa Kıtası’ndaki topraklarındayız. Yanımızdan ip gibi süzülen boğazın suları Çanakkale’yi ikiye bölüyor. Bir tarafında Avrupa ve bir tarafında Asya Kıtası toprakları.
İşte bu toprakların karşılıklı olarak birbirine en yakın olduğu yer, yani Çanakkale Boğazı’nın en dar kısmı Kilitbahir Kalesi ile Çimenlik Kalesi’nin birbirine baktığı yerdir.. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinden sonra boğaz savunmasını güçlendirmek için bu bölgeyi karşışıklı olarak toprakla doldurmuş, Asya kıtasındaki topraklara Çimenlik Kalesi’ni, 1300 metre civarındaki karşı noktaya da Kilitbahir Kalesi’ni inşa ettirmiştir.
Hem boğazın en dar yerinde olması, hem de heybetiyle bizi karşılayan güzeller güzeli Kilitbahir Kalesi’nin biraz ilerisini anlatacağız size. Buranın da Avrupa Kıtası’nda olduğunu hatırlatmak isteriz. Yani Wilusa Turizm ile öyle bir yerden geziye başlıyorsunuz ki…
Bu kadar farklı güzelliğin tek bir kareye sığdırılabileceği muhteşem bir yer burası. Ve üstelik birkaç adım ileride Namazgah Tabyaları da o kareye girebilmek için sırada bekliyor…
Belki de Namazgah Tabyası, içinde ibadet edilen kutsal mekanlar gibi. Tertemiz ve sade…
Namazgah Tabyaları, 26 tane küçük tepecikten oluşur. Bu tepeciklerin her biri bonet olarak adlandırılır. Bu bonetler yoldan bakıldığında giriş kısımları görülen barınaklar gibidir. Üst kısımları killi toprak veya çimle kaplıdır. Deniz tarafından bakıldığında kıyıda askeri bir alan değil de doğal tepecikler olduğu izlenimini vermek için bu şekilde dizayn edilmişlerdir. İç kısımları kalın taşlar kullanılarak inşa edilmişlerdir. Bonetlerin üzerinde sıkıştırılmış toprak ile çalı kullanıldığı da oluyordu. Böylece düşen mermilerin düşüş hızları, bu şekilde yumuşatılıyordu. Bu da merminin neden olduğu şiddeti azaltan önemli bir faktördü. Genelde bonetlerin zeminlerinde mermiler muhafaza ediliyordu.
İçlerinde odacıklar bulunan bonetlerin iç mimarileri, askerin o zamanki ihtyacına göre farklı amaçlar için değişiklik göstermektedir. Örneğin bir dönem bazı bonetler ağıl olarak kullanılırken, aynı bonet kimi zaman da ihtiyaç durumuna göre malzeme deposu olarak kullanılmıştır.
Namazgah Tabyaları, buraya yaptırılan ilk ve en büyük tabyadır. Ayrıca merkez tabya olma özelliğini taşımaktadır. Çanakkale savaşı sırasında tabyalarda görev yapan bataryaların bağlı olduğu 4. Ağır Topçu Alayı’nın karargah merkezidir. Bu yüzden de her saldırıda hedef olmuş, ağır darbeler almış ancak yeniden ayağa kalkmayı başarmıştır.
Alanda 16 tane top mekanizması olmasına rağmen, Çanakkale’de ancak 2 tanesi kullanılabilmiştir. Çünkü kalan 14 tane top mekanizmasının düşman gemilerini vurabilmesi için gerekli olan menzili, ne yazık ki yeterli uzunlukta değildir.
Tabyanın kesin olarak yapılış tarihi belli değildir. Ancak kapılardan birinin üzerinde 2. Abdulhamid tuğralı ve 1389 yani 1892 tarihli bir kitabe bulunmuştur. Bu bağlamda tabyaların son halinin 2. Abdulhamid döneminden kaldığını söylemek mümkün.
Bugun tüm ihtişamıyla bizi karşılayan Namazgah Tabyaları ziyarete açıktır. Burada bonetlerden bir tanesi müze haline getirilmiştir. Wilusa Turizm’in şehitlik içerisine yaptığı gezilerde Namazgah Tabyaları panoramik olarak görülebilmektedir.
1453 yılında İstanbul başkent olduktan sonra Çanakkale Boğazı’nın savunmasına büyük önem verilmiş ve boğaz savunmasını güçlendirmek adına farklı dönemlerde kaleler ve tabyalar inşa edilmiştir. Bu savunma merkezlerinin Avrupa yakasındaki en büyüğü Namazgah tabyasıdır. Namazgah tabyasının temelleri 1770 yılında atılmış, zamanla yapılan ilavelerle merkez tabyamız olmuştur.
Cuma ve bayram namazları bu bölgede topluca kılındığından ötürü namazgah adı verilmiştir. Bugünkü halini 1890 yılında İkinci Abdülhamit devrinde almıştır. Her açıya ateş etmeye hazır durumda 16 adet topu bulunan Namazgah tabyası menzil yetersizliğinden ötürü 18 Mart günü sadece 33 adet atış yapabilmiştir.
Daha aşağılarda bulunan tabyalarımızın ve akıllıca döşenmiş mayınlarımızın sayesinde itilaf donanması iç kısımlara gelemediğinden merkez tabyaya çok fazla iş düşmemiş, bir başka deyişle en güvendiğimiz tabyamıza gerek kalmadan itilaf donanması püskürtülmüştür.
İSMİ NEREDEN GELİYOR? 18 Mart Ünviversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabaynot tabyanın isminin toplu kılınan namazlardan geldiğini belirtti.Atabaynot, “Kilitbahir yolu üzerindeki kısımda ise oldukça geniş bir arazisi var ve askerler topluca namaz kılıyorlardı. Cuma namazlarını, bayram namazlarını kılıyorlardı o nedenle o tabyaya Namazgah Tabyası adı verilmiştir. Çünkü çevresinde bulunan diğer birliklerin askerleri de toplu kılınan namazlarda buraya geliyorlardı.” dedi 1860 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan tabya, mimarisiyle de dikkat çekiyor. Mithat Atabaynot tabyaların savaşın seyrinde önemli bir yere sahip olduğunu şu sözlerle ifade etti: "Namazgah tabyasında bulunan toplar özellikle 14 bin 800 metrelik bir mesafeye sahipti. 18 marttaki saldırıda üç kol halinde veyahut da üç grup halinde boğazdan içeriye giren gemiler özellikle Erenköy hizasına geldikten sonra hem Anadolu yakasına hem de Rumeli yakasındaki tabyalara ve toplara saldırılar düzenlediler. Gerek Namazgah tabyası, gerek Hamidiye tabyası, gerek Dardanos tabyasından atılan toplar sebebiyle itilaf donanmasının boğazı terk ettiğini görüyoruz." Tabya, şu anda savaştan kalma eserlerin sergilendiği bir müze olarak kullanılıyor.
Whatsapp İletişim Hattı
+90 530 666 66 34
+90 286 212 44 33
Pazartesi - Cumartesi 8:00 - 21:00 Pazar 08:00 - 17:30
2006'dan günümüze "Ufuk Çizgisinin Ötesinde.." Çanakkale'nin Dünya'ya açılan kapısı olan Wilusa Tur tecrübeli kadrosu ile hizmetinizde!