Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü sınırlarında kalan antik kentimizdir. Solukları kesen manzarası, arkeolojik kalıntıları, köyün otantik havası, antik limanın zerafeti ve felsefesi ile dünyanın en güzel köşelerinden birisidir. Asya kıtasının en batı ucu ile Midilli Adası’na bakan manzarası, dillere destandır. Homeros’un İlyada destanında Pedasos, Hitit Kralı Tudhalya’ya ait belgelerde ise Assuwa olarak adlandırılmış olan Assos’a kesin olmamakla birlikte ilk yerleşenler Aiollerdir. Lidya ve Pers egemenliğinde kalan kent, M.Ö 366 yılında banker Eubulus’un yönetimine geçmiştir. Eubulus kölesi Hermias’ı Atina’ya felsefe eğitimi almaya göndermiştir. Burada Aristotales ile yakın dost olan köle, Assos’a döndükten sonra, Eubulus’un ölümüyle şehrin yönetici olmuştur. Aristotales’e bir mektup yazarak onu buraya davet etmiş, ünlü filozof da M.Ö 347 yılında Assos’ta dünyanın ilk felsefe okulunu kurmuştur. Bu yüzden Behramkale Köyü’ne girdiğimiz zaman bizleri Aristo heykeli karşılamaktadır. Bir ara Büyük İskender’in de yönetimine geçen kent, Roma, Bizans gibi bir çok devletin kontrolünde sıklıkla el değiştirmiştir. 14. Yüzyılda ise Türk hakimiyetine geçen Assos, bir daha el değiştirmemiştir. Bu yüzden kent mimarisinde Osmanlı izleri karşımıza çıkmaktadır. Tuzla Çayı üzerindeki Murat Hüdavendigar Köprüsü, günümüze kadar gelmiş en sağlam örneklerdendir.
Aristoteles’in ilk felsefe okulunu kurduğu Assos, Kleanthes ile de ünlü bir merkezdir. Kleanthes, geceleri bahçelere su taşıyarak geçimini sürdürürken, gündüz saatlerinde mantık derslerine katılan Assoslu bir filozoftur. Bunun yanı sıra Assos, Hristiyanlık açısından da değerli bir yerdir. M.S 57 yılında Tarsuslu Aziz Paulos, Alexandrea Troas’ta kaldıktan sonra Assos’a gelmiş, buradan da Midilli Adası’na geçmiştir. Yine Assos psikoposu Maximus, Efes’teki üçüncü konsey toplantı listesinde yer almıştır. Assos bölgesini Behramkale Köyü, köyün üst kısmında bulunan Athena Tapınağı, tepenin eteklerinde bulunan kalıntılar (agora, şehir meclisi, stoa, tiyatro, nekopol, gymnasion, hamam, kilise) , antik liman ve kadırga koyu olarak beş adımda ele almaya çalışacağız.
Behramkale KöyüAssos antik kentin surları içinde bulunmaktadır. 80’li yıllarda sit alanı ilan edilen köyün bir çok yerinde devşirme taşlar bulunmaktadır. Binaların çoğu da andezit taşıyla inşa edilmiştir. Bir veya iki katlı olarak inşa edilen bu evler, restore edilerek turizme kazandırılmaktadır. Tapınağın olduğu akropolis ile dip dibe duran Murat Hüdavendigar Cami, 1. Murat tarafından çevredeki tapınak ve kiliselere ait taşlar kullanılarak yaptırılmıştır. Muhtemelen yıkılma tehlikesinden dolayı minare eklenmemiştir. Caminin tam karşısında duran taş köprü de aynı tarihlerde yaptırılmış, yıllara meydan okuyan duruşu ve sağlam yapısı ile dikkatleri çekmeye devam etmektedir. Turizm faaliyetlerinin gelişmesi ile köyün taş sokakları, ürünlerini satmaya çalışan köy esnafı ile daha da renklenmiştir. Tezgahların başında çoğunlukla köy kadınlarını gördüğümüz köyde kekik türlerinden, hediyelik eşyalara, cam sanatı örneklerinden karadut suyuna kadar çok farklı ve etnik ürünleri bulabilmek mümkün.
Athena TapınağıKöyün 234 metre yüksekliğinde bulunan Athena Tapınağı, bölgenin en gözde yerlerinden birisidir. Muhtemelen tapınağın olduğu yer yükseklik, denize ve ovaya hakimiyet gibi nedenlerle özenle seçilmişti. Anadolu’daki arkaik çağın dor düzeninde yapılmış tek örneği olan bu tapınağın etrafı, Bizans döneminden kalan ortalama kalınlığı 3 metre olan surlarla çevrilidir. Surların etrafında sarnıçlar ve kuleler bulunmaktadır. Bu kuleler farklı dönemlerde restore edilerek günümüze kadar ulaşmayı başarmışlardır. Tapınak, kentin en eski mimari yapısıdır. M.Ö 540-530 yıllarında inşa edilmiştir. Uzun kenarlarında 13, kısa kenarlarında da 6’şar adet sütun bulunmaktadır. Sütunların üzerinde bulunan yatay kısımlar bezemelidir. Friz dedğimiz bu kısımlarda Herakles, Kentauros mücadelesi, geyik ve aslan gibi hayvan kabartmaları işlenmiştir. Ancak günümüze çok azı gelebilmiştir.
KalıntılarKöyden antik limana doğru inerken, tapınağın olduğu tepenin eteklerindeki kalıntılar net bir şekilde görülebilmektedir. Bunların arasında siyasi, sosyal ve ticari faaliyetlerin sürdürüldüğü bir agora bulunmaktadır. Şehir meclisi olarak kullanılan yapıda ise basamak şeklinde oturma yerleri mevcuttur. Halkın arasından üst düzey kesimin bir araya geldiği, buluştuğu alan ise stoa olarak adlandırılmaktadır. Kalıntılar içinde en belirgin olan yapı ise tiyatrodur. At nalı şeklindedir. Oturma sıraları kademeli yapılmıştır. Buna göre arkada oturan birinin ayaklarının, önde oturanı rahatsız etmesi engellenmiştir. Gladyatör oyunlarının da düzenlendiği tiyatroda, yüzlerce yıl öncesinden rezervasyon sisteminin uygulandığını gösteren kanıtlar da bulunmaktadır. Ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği yerlerden birisi de nekropol alanıdır. Buradaki caddenin iki tarafında lahit ve taş mezarlar bulunmuştur. Sonradan taş lahitler için kullanılan ‘’et yiyen’’ ifadesi ile özdeşleşmiş bir yerdir. Ölüyü kırk günde kuma çevirdiği için talibi de çok olurmuş bu lahitlerin. Zengin insanlar için satın alınıp, başka ülkelere de gemilerle gönderilecek kadar da ünlü olduğunu söylemek mümkün. Alanın en bilinen yerlerinden birisi Romalı bir tüccar olan Publius Varius’un mezar odasıdır.Bu arada antik limana inerken yol boyunca çeşitli dönemlerde kullanılmış olan lahitler de net bir şekilde açıkta görülebilmektedir. Ayrıca Behramkale Köyü girişinde de iki adet taş lahit bulunmaktadır. Ölü yakma, kül saklama, gömme gibi farklı geleneklerin yaşandığı nekropolde, mezarlardan çıkarılan çeşitli ürünler, Troya Arkeoloji Müzesi’nde görülebilmektedir.. Bunların arasında en önemlilerinden biri 1995 yılında ortaya çıkarılan“ Müzisyenler Grubu”dur. Grup, pan flüt, ritm aleti gibi çeşitli müzik aleti çalan minik figürlerden oluşmaktadır. Bu kadar detaylı işlenmiş ve bunca zaman direnmiş bu eserler, görenleri kendilerine hayran bırakmaktadır.Gymnasionlar da özellikle erkek çocuklarının eğitim aldığı yerlerdir. Arazide kayalardan yapılmış bir de sarnıç bulunmaktadır. Muhtemelen eğitim bitiminde öğrenciler buradaki suyla temizlenmişlerdi. Dersler spor ağırlıklıdır. Zira güçlü bedeni olan sağlıklı erkekler, aynı zamanda kentin de koruyucusu olacaktır. Spor dersleri dışında fen bilimleri, edebiyat ve müzik dersleri de vardır. Yani hem fiziksel hem de zihinsel anlamda güçlü bireyler yetiştirilmektedir. Alanda hamamla birlikte Batı ve Ayazma adında iki ayrı kilisenin de kalıntılarını görmek mümkün. Osmanlı döneminde taş olacağı olarak kullanılmış olan Assos harabelerinden günümüze kadar gelen kalıntılar, görenleri kendisine hayran bırakacak bir bütünlüğe sahiptir. Devşirme olarak kullanılan taşlar, kente hayat vermiştir. Bugün bile sokaklarda, evlerde hatta kafelerde bile görebileceğimiz kalıntılar, köy ve antik alanın nasıl bir arada yaşamaya devam ettiğinin en güzel örneğidir.
Antik LimanAssos’un en güzel yeridir. Behramkale Köyü’nden sahile doğru kıvrılarak inen güzel bir yol vardır. Yolun bir tarafında kentin kalıntıları, bir tarafında ise muhteşem Ege Denizi ve Midilli Adası manzarası bulunmaktadır. Yolun bitiminde ise taş binalar arasından limana rahat bir şekilde inilebilmektedir. Liman kısmı aslında yapay bir dalgakırandır. Hem antik dönemde hem de Osmanlı döneminde mendirek yapılmış olan liman, rüzgara karşı da oldukça korunaklıdır. Antik dönemde gemilerin boyutları büyüyene kadar yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Ancak daha büyük gemilerin yapılmasıyla birlikte, liman yetersiz kalmaya başlamış, bu yüzden çoğu geminin seyir rotalarından çıkarılmıştır. Osmanlı döneminde meşe palamutlarının ihraç edildiği bir yer olması nedeniyle tekrar yükselişe geçen liman, sentetik boyaların kullanımına kadar çok yoğun kullanılmıştır. Bugün araçlara kapalı küçük sahili, restoranları, bölgenin coğrafi görünümüne uygun otelleri ile cezbedici bir yerdir. Ziyaretçilerin masallardan fırlamışçasına diye ifade ettikleri Assos Antik Limanı, sessiz ve romantik duruşuyla misafirlerini dört mevsim ağırlama kapasitesine de sahiptir.
Kadırga KoyuOsmanlı döneminde savaştan dönen ve hasar almış büyük gemilerin tamirat ve bakımlarının yapıldığı bu koy, gizli bir cennet gibidir. Butik oteller, kamping ve kafelerle yaz aylarında cıvıl cıvıldır. Berrak denizi, antik kente ve Behramkale Köyü’ne olan yakınlığı cazibesini arttıran faktörlerdir.
Whatsapp İletişim Hattı
+90 530 666 66 34
+90 286 212 44 33
Pazartesi - Cumartesi 8:00 - 21:00 Pazar 08:00 - 17:30
2006'dan günümüze "Ufuk Çizgisinin Ötesinde.." Çanakkale'nin Dünya'ya açılan kapısı olan Wilusa Tur tecrübeli kadrosu ile hizmetinizde!